︎︎︎



DURUM DEĞERLENDİRMESİ

her şeyin neden öyle orada olduğunu bilmek zorunda mıyım?
zamanda bir yolculuğa çıkamıyorum. bazı oradalıkları anlamıyorum.
ya hep kendime yenik düşüyor ya da doğru şeyleri söylediğimi hissediyorum.
İstanbul’a geleli bir sene olacak.
bu, yapmayacağımı düşündüğüm bir durum değerlendirmesinin başlangıcıdır.

bir tane işte çalıştım. sonra bir tane işe alınacaktım, alınmadım.
iki tane sergi yaptım. bir tane sevgili. o şimdi içeride uyuyor.
belki üç belki dört tane sergi metni yazdım. iki tanesi için de para aldım.
herhalde yirmiden fazla şiir yazdım.
yazdığımdan çok okudum.
okuduğumu anlama çalışmalarım devam ediyor.

bir sürü insanla tanıştım. bazılarını anlamaya çalıştım.
bazı denklemler çok basitti, ben karmaşıklaştırdım.
en çok bilinmeyenli tüm denklemlerimi de sadeleştirdim.
sağlama yapmak için çok zamanım oldu.
iki yeni ülkeye seyahat ettim.
yirmiyi, otuzu aşkın kitap okudum.
artık resimlerden ve ressamlardan biraz daha anlar oldum. köpeklerden de. kediler hala bir muamma.

kelimeler kendini hala açık etmiyor, ben yine de kullanıyorum.

ses çıkarmayı çok seviyorum.

hiçbir okula başvurmadım. açık çağrıların neredeyse hiçbirini cevaplamadım. ne olmadığında değil,
ne olduğunda buldum tüm anlamı. ne olduğunu anladım. doldurdukça doldurdum, ancak
doluya bakmayı kendime yakıştırdım.
uykuyla aram umut vaadeden bir şekilde düzeldi.
insanlarla aram güzelce kapandı.
ben herkestim, herkes de ben.
yine de herkesin bir kısmını dışarıda bıraktım. çok fazla şey,
çok iyi oldu. sevmeyi öğrendim.
evlat, sevgili, abla, dost, yazar, bilir, yürür, az düşünür,
öz düşünür, çok taşır, az konuşur, çok taşar olmayı öğrendim.
kamp yapmadığım bir kampa, yatmaktan kaşındığım bir tatile gittim.
aşık oldum.
çok seviştim.
İstanbul’u biraz daha anladım sandım ki hep ertesi gün oldu.
yazdım. az veya çok. bir türlü karar veremedim.
çizmeye başladım. görmediklerimi çizmeye.
sonra gittim gördüm onları.
dağ havasını içime çektim.
baba parasını, patron parasını, sevgili parasını. içime çektim.
kardeşimi yolcu ettim.
önce ağlamadım ama sonra aman aman!
çok fazla insanı çok güzel şeylere yolcu ettim.
aman herkes kendine iyi baksın. uyuşturucuları bıraksın.
bir yerden bir yere yürüyerek gitsin. kendisini de anlasın,
beni de anlasın. sorumluluk alsın, herkes sorumluluk alsın.
en çok da buna dellendim. şimdi ağlıyorum ve şimdi düşündüm,
şunun sorumluluğunu yoksa ben mi almadım? hiç üstüme alınmadım.
işte böyle yansıtmalı muhabbetlerde daha cesur oldum.
herkesten de cesaret istedim.
bakamadığım aynaların nerede olduğunu hala bilmiyorum.
hiçbir kitapta yazmayan bilgilere kafayı taktım.
belki de bu yüzden aşık oldum.
bence güzel ve dik durdum.
bence çok güzelleştim.
çok şikayet ettim ama aralıklarla bir antrenman gibi ve sonunda durdum.
duvara duvar değil dedim. olsa olsa bir buğulu cam
veya çok da kilitli olmayan bir kapı.
simya yaptım. kimya yaptım.
laboratuvarda kendi çarpım tablomda adam çarpıştırdım.
bulduklarımın hepsi ettiklerim değildi.
ama ettiklerimin hepsini buldum.
kadınları sevdim.
bilimden uzaklaştım.
bilmeye yakınlaştım.
tüpleri yarım yarım doldurup, “a bu da boşmuş” demedim.
rengi ne güzelmiş dedim.
çocuk gibi oyalandım.
her yaştan çocuk oyaladım.
yeniden oynamaya başladım.
ringde dövüşenlere uzaktan baktım.
kavga edenleri izledim bir kenardan, veya bir düğünde evlenenleri.
pişman olanları. benim gibi anlamaya çalışanları.
iki köşem arasında mekik dokudum.
bir sürü film izledim.
bir sürü günü yeniden yaşadım.
çok hal hatır sordum,
cevapları hep merak ettim.
kendi kendime yankılandım.
bu masada oturdum kaldım.
her şeyin başında hatırlıyorum elime hep bir kalem aldım.

birazdan her şey daha da berraklaşacak.